Yerel Seçimlerden bu zamana kadar 200 günden fazla bir zaman geçtiği için, hangi belediyenin ne kadar vizyonu olduğuna karar verme zamanı da geldi.

Nilüfer'de belediye başkanı olmak için CHP den aday almak yeterli olduğundan, kimin aday olarak açıklanacağı merak ediliyordu.

Bursa'da değil Türkiye'de önemli marka olan Nilüfer'de seçim sonrasında işler kendiliğinden yürür diye düşünülüyordu.

Benim de “bilabedel” destek vererek en büyük hatayı yaptığım Şadi Özdemir SHP nin dinozorlarının desteği ile kapatılması ve enstitü olması için heykelde, nümayiş yaptığı CHP nin Nilüfer adayı oldu.

Sıfır hazırlık ile aday (başkan) olunca, ekibini bile kuramadığı için eşine adeta resmi başkan yardımcı gibi muhtarlıkları denetletiyor.

Partili, partisiz millet de buna çok ayar oluyor.( Yandaşlarının dışında birini araştırma için görevlendirsin ve milletin neler dediğini duysun)

Ben bir Nilüferli olarak mahallemde gördüğüm abuk sabuk işleri paylaşarak yaptırıyorum.

Yanlış ya da olmayan birşeyi yazsam zaten ertesi gün gelip düzeltmezler.

Allah sesini duyuramayanları kayırsın.

Belediye başkanlığı kibri kaldırmaz.

Önceden şah mıydın ki şahbazlık yapıyorsun?

Koltuk konusu çok ilginçtir.

Bedenen ve ruhen hazırlıksız olanı önce uyuşturur ardından, kaldırır ve sonunda silkeler atar diye konuşurduk.

Tam da öyle oldu!

Nilüfer Belediyesi kötü yönetiliyor bunu millet görüyor.

Emlakçı&yazılımcı&kredi bulucu ve de meslektaşı danışman olarak Aksünger diye birini getirdim dedi vatandaş, Sezar misali yedi, içti ve gitti.

Acaba kalorifer ekibine benzer bir yapılanma peşinde miydi diye sorasım var?

Nilüfer'li olarak içim yanıyor.

Hepsi bir yana son tanık olduğum konu eğitimi, bilimi ve gençliği yok sayan uygulama Şadi Özdemir'in vizyonsuzluğunun ve pek öğündüğü ortak aklı inkarının ötesinde kadar ekibine de sahip olamadığını gösterdi.

Bir konu üzerine mikrofon karşısına geçtiğinde dinlerse

Bu ayıp ona ömür boyu yeter.

Olay şöyle gelişiyor.

Nilüfer Belediyesi, Bursa liselerindeki yazılım konusunda kendisini geliştirmiş, seçkin başarılı öğrencilere Uludağ Üniversitesinde yazılım ve kodlamalarının, sunumunu yapmaları için kesintsiz 48 saat süren bir program hazırlıyor.

Ne güzel değil mi?

Meleklerin cinsiyetinin eni konu tartışıldığı bir ülkede, yazılım ve kodlama eğitimi ile geleceğe ışık tutmak harika olsa gerek...

Bence de öyle!

Bu çocukların hepsi cin gibi zeki, kafası çalışan ve özgüvenleri yüksek çocuklar.

Sunum başladıktan bir süre sonra çocukların karınları acıkıyor.

Nasıl hallederiz derken bir yemek firması, çocukların yemeğine bedelsiz sponsor olmayı teklif ediyor.

Eee bu da güzel...

Nilüfer Belediyesinin yetkili ve de liyakat (!) sahibi görevlisi olmaz diyor!

“Bu program Nilüfer Belediyesi olarak bizim himaye ve sorumluluğumuzda yapılıyor sizin rol çalmanıza izin vermem” diye de ayar veriyor.

Yemek firması peki diyerek çekiliyor.

Ama ardından Nilüfer Belediyesinin göz bebeği liyakat(!) sahibi etkili ve yetkili görevlisi bir anda süblimleşiyor.

Süblimleşme = Bir cismin, katı halden, sıvılaşmadan buharlaşıp uçmasına denir.

Geriye 48 saat kesintisiz sunuma hazırlanan aç bilaç öğrenciler kalıyor.

Bay Süblim'i arıyorlar ama telefonu da süblimleştiği için ulaşılmaz oluyor.

Nilüfer Belediyesine ulaşıyorlar ama dertlerini anlatacakları kimseyi bulamayınca, ailelerini arayıp yiyecek istiyorlar.

Ardından da o çocuklar özgür ve haklarının peşinde koşan bireyler olarak konuyu CİMER e yazıp şikayet ediyorlar.

Nilüfer Belediyesi, bir çok departmana aldıkları SHP ve hemşeri liyakatlı(!) görevliler tarafından böyle yönetiliyor.

Ben bu mikro milliyetçi, yalandan Bursasporlu uygulamalara alışamadım, arıza acaba bende mi diye düşünürken, böyle düşünenlerin çok olduğunu görerek kendimi sorumlu hissediyorum.