SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kendine “ÇİP” takan Başkan...

Yazının Giriş Tarihi: 06.11.2024 18:34
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.11.2024 16:34

Eğitim cehaleti alır, gerisi baki kalır demiş atalarımız...

Siyasi ahlak ve terbiyenin okulu olmadığından, eğitim partiye üye olmakla başlar sabahlara kadar seçim afişi asarak, partinin görevlendirmelerinde çalışarak , meydanlarda, kahvelerde seçim çalışmalarına katkıda bulunarak devam eder.

Bu süreç içerisinde eğitilirsiniz, parti ilkelerini öğrenip ve disiplinin önemini kavrarsanız eşitler içerisinde fark edilir ve yıllar içinde yönetim kademelerine seçilirsiniz.

Ve siyasetin halka rağmen değil, halka hizmet için yapılacağını öğrenirsiniz.

Kendi insan kaliteniz, dünya görüşünüz ve çalışma ekibiniz sizin gelecekteki konumunuzu belirler.

Artık bundan sonra neleri yapmanızı değil, neleri yapmamanızı, neyi söyleyeceğinizi değil, neyi söylemeyeceğiniz önemlidir.

Bu sınırı aştığınızda kendi kendinize çip takar ve etiketlersiniz.

Türk siyasi tarihinde adınızın yanında unvan da çok önemlidir.

Bir zamanlar Türkiye elektriği Bulgaristan' dan alır, Güneydoğuda tarım arazileri susuzluktan kavrulurdu ama Sülayman Demirel, on yıllarca bitiremediği GAP enerji ve sulama projesinin kimseye kaptırmaz ve kendine Barajlar Kralı dedirtirdi.

Tansu Çiller'in Başbakanlığında ülkeyi alacakaranlık kuşağına teslim ettiği dönemde, Genel Kurmay Başkanı olan Doğan Güreş, “O tak diye emrediyor ben de şak diye yapıyorum” diyerek, Orgeneral rütbesine gelmiş birisi olarak kanunsuz emre uyulmayacağını bilmediğinden tarihe TAK ŞAK PAŞA olarak adını yazdırdı.

Karaoğlan, Mücahit, Başbuğ, Reis, ....gibi gibi onlarcasının lakabı vardır.

Bir tek yenilmeye doymayan Kılıçdaroğlu'na neden çakma pehlivan değil de PİRO dendiğini anlamış değilim.

Sadede gelirsek,...

Artvinliği ile övünmekle kalmayıp, çevresini onlarla dolduran, CHP 'den kimi koysalar başkan seçileceği Nilüfer'de, 1994 yerel seçim sonuçları baş sorumlularından siyasi dinozor Karayalçın operasyonu ve sıfır hazırlık ile seçilen Şadi Özdemir'in belediye meclisi kürsüsünden, Ardanuç'u kutsamak için Bulgaristan göçmeni Ardinolulara hakaret etmesi de tarihe not olarak düşülmüştür.

Bu yanlış tercihin bir yol kazası olarak düşünüldüğü için Nilüfer halkı, hiç tanışmadığı bu kötü belediyeciliğe karşı sabır tespihleri çekerken, bir anda Mudanya zirveye çıktı.

Partiye hizmet, parti tecrübesi, parti disiplini bir yana bırakılıp, partiye seçim için kısa bir süre önce kayıt olan müteaahit Deniz Dalgıç, aday adaylık döneminde adı anılmadan, kime verileceği kurgulanmış ihaleye girer gibi aday olarak açıklandı ve ben bile aday olsam seçilirdim dediğim seçimi kazandı.

Ağzında gümüş kaşıkla doğan insan kıt kaynakları kullanmasını bilemez.

Defalarca eleştirdiğim Hayri Türkyılmaz'ın borçlanmadan, yer satmadan 120 ay ödediği maaşlar bir ayda ödenemez oldu.

İlk görüşmemizde müflis tüccar gibi arazileri satılık ettiğini açıkladı.

Yetmedi zeytin ağaçlarını taşıyıp arsa üreteceğim masalını uydurdu.

200-300 yaşındaki anıt zeytin ağaçlarının köklenerek tepelere taşınmasını, ekilip ürün alınabileceğini düşünebilmek için ömür boyu ayağınızı toprağa değil, el dokuma halıya basmanız gerekir.

Dertli konuları sevmediğinden Mudanya'nın sorunlarına kulak tıkadı ve beyaz başkancılık oynamaya başladı.

Bademli sakini kimliğini , Mudanya belediye başkanlığına tercih etti.

Nilüfer Belediyesinde, hemşericilik yerine liyakata değer verildiği zamanlar, Gölyazı girişine otopark yapıldı ve halk güle oynaya yürüyerek merkeze yürürken alışveriş yapıyor.

Yürüme sorunu olanlara ve yaşlılara servis yapılıyor.

Trilye'de özellikle hafta sonu ve tatillerde böyle bir hizmet için herşey müsaitken, araçlar deniz kıyısını işgal ediyor.

Millet eksoz dumanı içinde denizi seyrediyor ve çayını yudumluyor.

Trilye futbol sahasını çöplük olarak kullanan Mudanya Belediyesinde zerre kadar turizm kafası olsa, orasını temizletip araç parkı olarak kullanır konuklara araç servis yapar. Millet gezerek kıyıya iner ve alışveriş eder.

Ben siporcuyum(!) dedi ve Triatlon yarışı düzenledi.

Bu tür yarışlarda yarışan ve izleyen kişilerin can güvenliği çok önemlidir.

İlçenin tek anayolunda bisiklet yarışı yapıyorsun yolu kurdele ile bölüp güvenliği sağladığını düşünüyorsun.

Sonuç olarak iki ciddi kazaya sebep oluyorsun.

Nelere ve kimlere çip takıldığını biliyoruz.

İşçiye, emekçiye çip takılmayacağını bilmeyen bir insan profili ile karşı karşıyayız.

Mudanya Belediyesi mahkum çalışma kampı mı?

Personeline çip takmaya kalkacağına işine gücüne sahip çıkacaksın.

Başkan bir chipte kendi beynine taksa da neler düşündüğünü aa snında bilsek ve hatta virüs kaptı ise Mudanya halkının formatlama şansı olsa.

Bu hikayenin özü; kazanması garanti belediyelerde, seçim hazırlığı, planı projesi olmayan ve pazarlıkla açıklanan adayların ilçelerine adeta ceza olarak seçtirildiğidir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.