Siz hangi çağda yaşadığınızın farkında mısınız?

Nesnelerin interneti dönemi, akıllı telefonlar bile cilalı taş dönemi kadar eskide kaldı.

Yapay zeka dönemi bile son demlerini yaşıyor.

Dünya, insan yanlışlarından bıktı, kirlendi ve kanlar içinde ölümü beklemekten sıkıldı kendini robotlara teslim etmeyi düşünüyor.

Siyaseti devre kesmekle dizayn edemezsiniz.

Sonucunu hesaplamayı bilmediğiniz bir karar alıyorsunuz.

Halktan önce ekonomik sistem tepki veriyor ve gerçek paylaşım dünyası olan borsa çökerken, elin kirli parası zirve yapıyor.

Kazanıp dengeyi kurmak için poker misali rest çekip milyar dolarları yakıyorsunuz.

Bilmediğiniz şey!

Pokerde en son kasa kazanır.

Ve halk fakirleşir.

Kimse yargıdan vareste tutulamaz!

Verilecek hesabı olan vermelidir.

Kurunun yanında yaşın yanma dönemi cahiliye döneminde kaldı.

Kutsal olan, siyasallamış bir yargı değil adalettir.

Toplumun sosyal medya iletişimini kesmek, bandları daraltmak akıllı insan işi değildir.

Siyaset o internet dünyasının içinde bir nokta kadar kirli lekeden ibaret kaldı.

Bugünün sokak gerginliklerinin sebebi “ben devreyi keserim sorun “biter anlayışının sonucudur.

Ben minik bir borsa yatırımcısı olarak ülkemin ekonomik bekası için verdiğim üç kuruşluk çabamın heba edilmesine sebep olanlara hakkımı helal etmiyorum.

Küçük yatırımcıyı sömürmeye bıkmadınız.

Yastık altı güvencesinin, devletin verdiği güvenceden daha garanti olmasının hüznünü yaşıyorum.

Ben kendimi yönetmenin ağırlığının yükünü taşımaya çalışırken, ülkeyi yönetmeye talip olanların o yükün hesabını kendilerine nasıl vereceğinin merak ediyorum.

Siyaset, o meşhur üç mektubu hazırlamak kadar çok basit bir oyundur.

Siyaset hizmet değil meslek olarak görüldüğünde halka balık hafızalı damgası vurup, gırtlağını parçayalacak seviye bağırarak kara dediğine bugün ak demek kadar kişiliksiz bir gri bir alandır.