Kartalkaya'da 79 can kaybetmemizin tek adresi, devlet ve toplum olarak sorumluluk duygusunu kaybetmiş olmamızdır.

Devlet hesap sormuyor anlayışı toplumda yaygın ise vatandaş sorunun çözümünü değil, nasıl sorumlu tutulmamın hesabını yapıyor.

Türkiye son altmış yılda onlarca deprem yaşadı ve çözüm olarak sadece yıkılanları yapmaya çalıştık.

1999 Büyük Marmara depreminde altı belediye sınırları içinde onbinlerce kayıp verdik.

Bu deprem milattır, bundan sonra hiçbirşey eskisi gibi olmayacak dedik ama bütün faturayı emlakçılık ve müteahhitlik yapan Veli Göçer'e ödettik.

Birkaç yıl sonra da tahliye ettik.

6 Şubat 2023 depreminde Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adana, ve Osmaniye'de kayıplar haricinde 53 bin 537 can kaybı yaşadık.

Yani 24 yılda ne hesap veren ne de değişen hiçbir şey olmadığı gibi, felaketin acısı yaşanırken helvacı kağıdına imar planı çizen partili yüzünden geleceğe dair zerre kadar umudumuz kalmadı.

Dünya'da eşi benzeri olmayan maden kazaları yaşadık.

Sorunlar vardı ama sorumlu bulamadık.

Soma faciası göz göre göre geldi ve 301 can kaybettik

Sorun çoktu ama sorumlu yoktu.

Tren kazaları yaşadık mahkemesi yıllardır sürüyor.

Sorumlu bekçi tutuldu ama müdürleri terfi edildi.

Kartalkaya yangını yeni bir olay yaşanana kadar konuşulacak, yine sorunlar tartışılacak, sorumlular hesap verecek denilecek ve sonunda sorumlu bulunamayacaktır.

Neden biliyor musunuz?

Biz yurttaş olmanın hak, görev ve sorumluluğunu unutttuk.

Kartalkaya'daki ateş, Bursa'da benim yüreğimi yaktı ama yanan ve 79 canın kaybedildiği otelin yanında kayak yapmaya devam edenler var.

KALBİR Başkanı Mustafa Karaman, kırk senedir, günde kırk vakit, insana, topluma, üretime ve hizmete dair herşeyde kalite standart olmadan olmaz diyor.

KALBİR İşletmelerde, kurumlarda, fabrikalarda kurumlarda ÜCRETSİZ eğitim veriyor ve üniversitelerde eğitici programlar yapıyor.

KALBİR ciler karınca misali hedefe varamasak da uğrunda ölürüz diyorlar.

Mustafa Karaman, Kartalkaya yangınında ciğerleri yanarak şöyle haykırıyor.

“Hiç bir zaman anlayamayacağım bir duygu olmasına rağmen, yine de merak ediyorum.

Yan tarafta otel yanmış, onlarca insan ölmüş, insan olanların yüreği yanmış, sen kar üstünde kayıyorsun!

Aslında yangını yazmayı düşünüyordum, ama nesini yazayım!

Tedbirsiz tevekkülü mü?

Önleyici faaliyet bilinçsizliğini mi?

Düzeltici faaliyet hastalığını mı?

Ahlaksızların kalitesizliğini mi?

Allahsızların tedbirsizliğini mi?

Mustafa Karaman'ın bu feryadının satır aralarını dikkatli okursanız, sorunların çözümsüzlüğüne karşı çaresizliği değil, nasıl çözüleceğinin şifrelerini görürsünüz.

Hiç vakit kaybetmeden hemen bugün eğitimde, hizmette, üretimde, denetimde kalite ve standartlar belirlenmeli ve silsile yolu ile en aşağıdan en tepeye sorumluluk alanları ve sorumlular belirlenmelidir.

Ama en önemlisi Karaman'ın ironik sözü gibi “insanlıktan istifa etmeden” insan olmanın gereğini yapacak ilk okuldan başlayacak kalite ve standart eğitimi verilmelidir.

Eskiler bilir biz bu eğitimi zamanında ilk okulda “ YURTTAŞLIK BİLGİSİ” dersi olarak görmüştük.

Benim ülkemde sorun çoktur ama hiçbir sorunun sorumlusu yoktur anlayışını yıkalım.