Alışverişe boykot konusu gündeme gelince, siyaset mühendisleri tarafından toplumda sanki ilk kez boykot oluyormuş gibi bir algı yaratıldı.

Oysa boykot bir yanlışa, bir haksızlığa karşı toplumun önemli ve barışçıl tepki göstermesidir.

Türkiye boykot ile üniversiteli gençlerin yurt, yemek, düşünce özgürlüğü,fırsat eşitliği konusundaki taleplerini dile getirmek için topluca derslere girmemesi ile tanıştı.

Boykotu halk olarak hiç beceremedik.

Boykot kararı alırken ya yöntemde yanlışlık yaptık, ya da siyasete kurban ettik.

Fransa Parlamentosu Ermeni sorunu konusunda aleyhimize bir karar alınca, Fransız ürünlerini boykot etmeye karar veririz ve bir iki çakma gömlek, kravat yakarız ardından Citroen otomobilimize binip gideriz.

İmralı Canisini (Ona şimdi başka bir şey diyorlar) İtalya'dan isteriz vermezler, biz İtalyan markalarını boykot için üç beş gün spagetti, pizza yemeyiz ama Fiat'tan vaz geçmeyiz.

En son İsrail'in, Gazze mezalimine karşı İsrail ürünlerini boykot etmeye karar veririz ancak tarımda tohum, ilaç ve gübrede İsrail'e bağımlı olduğumuzu bilmeyiz. Hatta ticaret kestik dememize rağmen gemilerimiz Hayfa'ya dolu gider boş döner.

Boykotu sulandıran şey hak arama değil siyasetin ta kendisidir.

2014 de boykotun hak olduğunu söyleyen de 2025 de boykot kırıcılığı yapan da Mustafa Varank'tır.

Özgür Özel'in nin alışverişi boykot edin çağrısı da Varank'ın çağrısı kadar siyaset kokan ve gayri ciddi eykem çağrısıdır.

Gıdada tedarik zincirine çomak sokmanın vebali, CHP den Ekmelettin İhsanoğlu'nu aday göstermekten bin kere daha yanlıştır.

Sağmal inek çiftçisinin bir sözü vardır.

“Cenaze bekler ama süt beklemez kesilir ” derler.

Tedarik zincirini kırmanı bedeli çok ağırdır.

Bunu siyasetin meslek erbabları(!)bilmez.

Yerli ve milli tarım ve hayvancılık ürünlerinin raf ömürleri vardır.

Üreticiden son satıcıya kadar olan zincirin ödenecek işçiliği, vergisi, algısı, çeki, senedi vardır.

Birinin oyundan çekilmesi zincirin bütün halkalarını koparır.

Ülkenin ekosistemini işinize geldiğinde iktidar iseniz talimatla, muhalefet iseniz teşvikle bozarak boykot üzerinden siyaset devşiremezsiniz.

Millete ve maksada hizmet etmezsiniz kendi ayağınıza sıkarsınız ama milletin canı yakarsınız.

Türkiye'de basın sahibi olmanın getirisinin hesabını yapan bezirganlar kadar işini iyi yapan, vatanını seven üreten iş insanları da vardır.

Öğrencilerin hak aramalarına büyük saygı duyuyorum ve suç bile olsa en üstten yatarı olmayan ceza alacaklarından tutuklanmalarını çok tuhaf buluyorum.

Onlar bu ülkenin geleceğidir ve birinin sırf iktidara yaranmak amacıyla demesi ile hain olmazlar.

Ben o gençlerden tepkiyi, bir mesleki travma sebebi olan hakim savcı atamalarında yeğenine canlı yayında “ Sayın Cumhurbaşkanımıza bir selam ver bakiim” diyen vekile göstermelerini dilerdim.

Boykot, Geçtiğimiz yaz Karacabey üretcisinin bol olan salçalık domatesi, açıkladığı taban fiyatı düşüren ve ürün almayan salça fabrikalarına gösterdiği tepki ve aldığı sonuçtur.

TOBB nin yatlara verilen ÖTV siz mazotun, çiftçiye verilmesini beceremeyen yağdanlık hali de makul bir eleştiri ve boykot nedenidir.

Türkiye dünyanın en pahalı ülkelerinden olmasının yüksek faizden sonraki nedeni ahlaksız ve adaletsiz vergi olan enflasyonun yarattığı tekellerdir.

Bu kavram kargaşası içerisinde İsrail ile atışmanın ABD' deki yansımalarının karşılığı bize bir nevi boykot olan ambargo olarak dönmesini düşünmüyoruz.

Nasıl bir coğrafyada yaşadığımızın farkında varmadan bir adım öteye gidemeyiz.

Bu güzel ülkeyi siyasetin çamuruna bulamadan, adalet, hukuk ve ifade özgürlüğü ilkelerinden ayrılmadan yönetmek varken bu kavga niye?

Yargılamada esastan daha önemli olan usüldür.

Yargı ve mahkeme kapısı herkes için geçerlidir ama Kadı'ya mülk değildir.

Usülde yapılan hatanın karşılığı 26 milyar doları yakmak ve borsayı çökertmek olamaz, olmamalıdır.

Bir dini bayramda üniversiteli gençleri yatarı bile olmayan suç iddiası ile ailesi ile görüştürmemek ama Gonca Kuriş'i domuz bağı işkencesi ile öldüren canileri bayramda salıvermek olmaz.

Biz bu ülkeyi atalarımızdan miras aldık ama çocuklarımıza ve geleceğimize borçluyuz.

Bizim umutlarımız, beklentilerimiz ve yaşadıklarımız babalarımızın hayallerinde yoktu ama bizim gençlerimizin bu gün ülke ve gelecekleri üzerine hayal bile kuramamalarının vebali büyüktür, bizimdir

Bursa Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı'nın düzenlediği sohbet toplantısında hiç bir siyasi argüman kullanmadan Ticaret Borsası Başkanı ve iş insanı kimliği ile kitabın ortasından konuşarak boykotu ve muhtemel sonuçlarını anlatırken bana bunları düşündürdü.