Vana’ deyip geçmemek lazım...

Enflasyon yükünün altında ezilmemeye çalışan dar gelirli vatandaşın (doğalgaz kullanabileni), soğukların her geçen gün ‘etkisini daha da arttırdığı bir dönemde kombiyi açıp açmama konusundaki tutumu ‘bıçak sırtı’na benzetilebilir.

Kombiyi açmasa hastane, ilaç, katkı payı, vitamin ve protein katkısı, yeni giysiler/aksesuarlar gibi girdi kalemleriyle cebelleşecek. Açarsa da maaşı müteakiben gelen yüklü faturayı nasıl ödeyeceğini kara kara düşünecek.

Kombiyi açmak ya da açmamak...

İşte bütün mesele bu!

İşin vatandaş kısmının izdüşümü böyleyken küresel arenada faturası çok daha büyük nitelikte bir kriz yaşanıyor ve birçok kişi, bunun farkında değil.

Malum Ukrayna krizi başta olmak üzere Rusya’nın Avrupa Birliği ile yıldızı hemen her alanda barışmıyor.

Kremlin de elinin güçlü olduğu alanlarda resti çekmekten imtina etmiyor.

Ne ilk, ne de son...

Yeni yıl hediyesi verir gibi Rusya, yılın ilk günü sabahın ayazında, Ukrayna üzerinden AB ülkelerine verdiği doğalgazı kestiğini duyurdu.

Rus enerji şirketi Gazprom’un yanı sıra Ukrayna enerji şirketi Naftogaz da Gazprom ile yapılan 5 yıllık anlaşmayı yenilemeyi reddettiğini ilan etti.

Böylece ‘yaşlı kıta’ya sağlanan milyarlarca metreküplük doğalgaz akışı kesildi.

Bu tabloda Slovakya ve Macaristan gibi bazı ülkelerin, Ruslarla orta yol bulunması noktasında baskı kurması da dikkati çekiyor.

Bu ülkeler, AB’nin Rusya’da bağımsız hareket edebilmesi gerektiğini savunan önemli bir çoğunluğa tezatlık oluşturuyor.

Haliyle Birlik içinde de derin çatlaklara zemin hazırlıyor.

Ukrayna, başka ülkelerden gaz akışı temin edilip transit olmayı sürdürmek istediğini ilan etse de bu seçenek gerçekleştiğinde Rusya’nın boş durmayacağını da bilmek gerekir.

O hattın güvenliği, Ruslar çekildiğinde ciddi manada sarsılabilir.

Kremlin’in bu sürecin nihayetindeki beklentisi, AB’nin Ukrayna’ya yönelik tartışmalı desteğindeki direnci kırmak.

Esasında Avrupa, gaz ihtiyacının yüzde 5’ini bu güzergah üzerinden karşılıyor ancak büyük bir bölge için yüzde 5, hayati anlam taşıyabilir. Zira gaz depolarında stoklar tükeniyor, fiyatlarda yüzde 50’nin üzerinden artışlar yaşanıyor.

Gerçi Rusya da bu tabloda yıllık 6 milyar dolar gibi önemli bir gelirden mahrum olacak.

Yükselen enerji maliyetleri, üretimde aksama, işsizlik, enflasyon, stagflasyon gibi önemli krizi de beraberinde getirir. Enerjide dışa bağımlılık nedeniyle kırılganlığı her geçen kış artan Avrupa Birliği’nin bir yandan ekonomik toparlanmaya odaklanması, diğer yandan enerjide alternatif için yatırım yapması zorlu bir süreç.

Bu süreçte önemli bir enerji koridoru işlevi olan Türkiye’nin krizden kazançlı çıkması da kaçınılmaz olacaktır.

Rusya ile eskisi kadar olmasa da iyi ilişkileri olan ve Azerbaycan’la da keza yakın temas halinde olan Ankara’nın kapısı bu dönemde AB tarafından birkaç kez çalınacaktır.

Avrupa’nın buz kesmesine yol açan pahalı vananın bedeli ağır olsa da çözümü yine diplomaside...