Bu anım Tunus'ta başlayan Arap baharından öncedir. Yani 2010 yılından öncedir.
Ailece, 'şu Tunusu da bir gezelim' dedik. O tarihlerde (ki şimdi de devam ediyor) Tunus’un özellikle laiklik konusunda tamamen Türkiye gibi olduğu ve ne kadar güzel bir laik ülke olduğundan bahsediliyordu.
Tunusu boydan boya, baştan başa dolaştık. Kısa anılar olarak birkaç konuyu işlemek istiyorum.
1. İnsanlar Türkleri hakikaten çok ama çok seviyorlar. Türk olduğunuzu duydukları an bir sarılmadıkları kalıyor. Satıcılar derhal ama derhal fiyatları indiriyorlar. Türk kardeşim diyorlar. Gözlerinin içi gülüyor.
2. Boydan boya gezdik diyorum ya. Tunus’un Kayrevan şehri islam tarihinde çok önemlidir.
3. İslamiyet, Kayrevan'dan Kuzey Afrika'ya yayılmış, bu yüzden de Müslümanlarca burası kutsal kabul ediliyor. Mekke, Medine ve Kudüs'ten sonra Müslümanlar için dördüncü kutsal şehir burası. Kayrevan, aynı zamanda Kuzey Afrika'da ilk ezan okunan şehir unvanına sahip.
4. İslamiyet, ilk üniversiteler, Kayrevan ulu camii islam aleminde iz bırakmıştır.
5. Türk tarihinde ise Barbaroslar, Turgutların Kuzey afrikadaki çalışmaları, Avrupa ile başa çıkmaları ve Osmanlının emrine girmeleri yine tarihin şanlı sayfalarındandır.
6. Kayrevan Ulucamiinin bir resmi aşağıdadır.
Kayrevan camii ile ilgili bilgiler:
Kayrevan Ulu Camii, Camiü'l-Kayrevan el-Ekber) veya Ukbe Camii, Tunus'un Kayrevan kentinde bulunan bir camidir. Cami, MS 670 yılında Ukbe bin Nafi tarafından inşa edilmiş olup şehir merkezinde yer almaktadır. Cami özellikle Kuzey Afrika'daki en etkileyici ve en büyük İslami yapılardan biri olarak kabul edilmektedir. Kayrevan Ulu Camii, 9.000 metrekareden fazla bir alanı kaplamakta olup İslam dünyasının en eski ibadet yerlerinden biridir ve Mağrip'te sonradan inşa edilen tüm camiler bu cami örnek alınarak inşa edilmiştir. Bu camiyi görünce çok ama çok sevinmiştim. Tam öğle zamanı idi. Belki de bir Cuma günü idi. Günü şimdi hatırlamıyorum. Aileme ve gezideki rehberle gezi arkadaşlarıma ben bu camide namaz kılacağım dedim. Rehber, kılamayacağınızı zannediyorum, çünkü bizleri camiye almıyorlar. Dedi. İnanamadım. Cami kapısına geldim. Kapı kapalı. Kapıya vurarak çaldım. Bir adam kapıyı açtı. Ben Arapça veya Fransızca bilmiyorum. Türkçe ve İngilizce namaz kılacağımı söyledim. Maalesef adam beni kapı dışına itti ve kapıyı yüzüme kapattı. Nasıl sinirlendiğimi tahmin edersiniz değil mi? Meğer ancak ihtiyarları Camiye alıyorlarmış. Beni genç görmüşler ve Camiye almadılar. Hepimiz önce güldük ve sonra üzüldük. Gezi esnasında gördüklerimizden sonra, bu ülkede yakında isyan çıkar, bu böyle yürümez demiştim. Hakikaten bir de Uçakta sabaha kadar bekleme olayımız oldu. Ülkenin üst düzey idarecileri tam bir kral gibi idi. Yani Habib Burgibaya atfedilen laik idare falan yoktu. Üst düzey bir memur, yerini beğenmemiş ve önlerde oturan bir Türk aileyi yerinden kaldırıp yerine geçmek istedi. Tabii bizim arkadaşlarımız adamı ve ailesinin yeri neresi ise oraya oturmalarını söyledi. Zorlamaya kalkınca da adamı ve ailesini kovaladılar. Ben size gösteririm dedi ve maalesef uçak 10-12 saat kalkmadı. Gece soğukta aç ve susuz olarak hepimiz beklemek zorunda kaldık. Bu tip uygulamaları görünce halkın yakında isyan edeceğini düşündük ve hakikaten bir müddet sonra Arap baharı ilk olarak Tunusta başladı. Başkan Zeynel abidin bin ali gitti. İsyanlar çıktı. Tunus deyince ülkemizde bir kısım insanlar hemen laiklikten bahsediyor. Ben de böyle bir takım şeyler yaşadım.
Bir yazayım dedim. Tabii bir haftalık bir geziden yazılacak çook anılar var, bir başka yazımda da bunları yazacağım İnşallah. Mesela Yıldız savaşlarının çekildiği yerleri dolaştık, hurma bahçelerini dolaştık, Kartaca’dan kalan harabeleri gezdik. Bunların her birisi sayfalarca sürecek anılardır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cevdet Akçakoca
Tunus seyahatinden bir anı
Bu anım Tunus'ta başlayan Arap baharından öncedir. Yani 2010 yılından öncedir.
Ailece, 'şu Tunusu da bir gezelim' dedik. O tarihlerde (ki şimdi de devam ediyor) Tunus’un özellikle laiklik konusunda tamamen Türkiye gibi olduğu ve ne kadar güzel bir laik ülke olduğundan bahsediliyordu.
Tunusu boydan boya, baştan başa dolaştık. Kısa anılar olarak birkaç konuyu işlemek istiyorum.
1. İnsanlar Türkleri hakikaten çok ama çok seviyorlar. Türk olduğunuzu duydukları an bir sarılmadıkları kalıyor. Satıcılar derhal ama derhal fiyatları indiriyorlar. Türk kardeşim diyorlar. Gözlerinin içi gülüyor.
2. Boydan boya gezdik diyorum ya. Tunus’un Kayrevan şehri islam tarihinde çok önemlidir.
3. İslamiyet, Kayrevan'dan Kuzey Afrika'ya yayılmış, bu yüzden de Müslümanlarca burası kutsal kabul ediliyor. Mekke, Medine ve Kudüs'ten sonra Müslümanlar için dördüncü kutsal şehir burası. Kayrevan, aynı zamanda Kuzey Afrika'da ilk ezan okunan şehir unvanına sahip.
4. İslamiyet, ilk üniversiteler, Kayrevan ulu camii islam aleminde iz bırakmıştır.
5. Türk tarihinde ise Barbaroslar, Turgutların Kuzey afrikadaki çalışmaları, Avrupa ile başa çıkmaları ve Osmanlının emrine girmeleri yine tarihin şanlı sayfalarındandır.
6. Kayrevan Ulucamiinin bir resmi aşağıdadır.
Kayrevan camii ile ilgili bilgiler:
Kayrevan Ulu Camii, Camiü'l-Kayrevan el-Ekber) veya Ukbe Camii, Tunus'un Kayrevan kentinde bulunan bir camidir. Cami, MS 670 yılında Ukbe bin Nafi tarafından inşa edilmiş olup şehir merkezinde yer almaktadır. Cami özellikle Kuzey Afrika'daki en etkileyici ve en büyük İslami yapılardan biri olarak kabul edilmektedir. Kayrevan Ulu Camii, 9.000 metrekareden fazla bir alanı kaplamakta olup İslam dünyasının en eski ibadet yerlerinden biridir ve Mağrip'te sonradan inşa edilen tüm camiler bu cami örnek alınarak inşa edilmiştir. Bu camiyi görünce çok ama çok sevinmiştim. Tam öğle zamanı idi. Belki de bir Cuma günü idi. Günü şimdi hatırlamıyorum. Aileme ve gezideki rehberle gezi arkadaşlarıma ben bu camide namaz kılacağım dedim. Rehber, kılamayacağınızı zannediyorum, çünkü bizleri camiye almıyorlar. Dedi. İnanamadım. Cami kapısına geldim. Kapı kapalı. Kapıya vurarak çaldım. Bir adam kapıyı açtı. Ben Arapça veya Fransızca bilmiyorum. Türkçe ve İngilizce namaz kılacağımı söyledim. Maalesef adam beni kapı dışına itti ve kapıyı yüzüme kapattı. Nasıl sinirlendiğimi tahmin edersiniz değil mi? Meğer ancak ihtiyarları Camiye alıyorlarmış. Beni genç görmüşler ve Camiye almadılar. Hepimiz önce güldük ve sonra üzüldük. Gezi esnasında gördüklerimizden sonra, bu ülkede yakında isyan çıkar, bu böyle yürümez demiştim. Hakikaten bir de Uçakta sabaha kadar bekleme olayımız oldu. Ülkenin üst düzey idarecileri tam bir kral gibi idi. Yani Habib Burgibaya atfedilen laik idare falan yoktu. Üst düzey bir memur, yerini beğenmemiş ve önlerde oturan bir Türk aileyi yerinden kaldırıp yerine geçmek istedi. Tabii bizim arkadaşlarımız adamı ve ailesinin yeri neresi ise oraya oturmalarını söyledi. Zorlamaya kalkınca da adamı ve ailesini kovaladılar. Ben size gösteririm dedi ve maalesef uçak 10-12 saat kalkmadı. Gece soğukta aç ve susuz olarak hepimiz beklemek zorunda kaldık. Bu tip uygulamaları görünce halkın yakında isyan edeceğini düşündük ve hakikaten bir müddet sonra Arap baharı ilk olarak Tunusta başladı. Başkan Zeynel abidin bin ali gitti. İsyanlar çıktı. Tunus deyince ülkemizde bir kısım insanlar hemen laiklikten bahsediyor. Ben de böyle bir takım şeyler yaşadım.
Bir yazayım dedim. Tabii bir haftalık bir geziden yazılacak çook anılar var, bir başka yazımda da bunları yazacağım İnşallah. Mesela Yıldız savaşlarının çekildiği yerleri dolaştık, hurma bahçelerini dolaştık, Kartaca’dan kalan harabeleri gezdik. Bunların her birisi sayfalarca sürecek anılardır.