SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

BURSA BAROSU: YARGININ ARAÇSALLAŞTIRILMASINI KABUL ETMİYORUZ!

20/01/2025 tarihinde CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın’ın fiili gözaltısı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki soruşturma ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, siyasi eleştirileri gerekçe gösterilerek apansız gözaltına alınması olayları demokratik bir hukuk devletinde olması kabul edilemez anayasaya aykırı uygulamalardır. Seçimle işbaşına gelmiş yerel yöneticilere ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına yönelik yargının baskı aracı olarak kullanılması siyasal muhalefete müdahaleyi gösteriyor.

Haber Giriş Tarihi: 21.01.2025 15:19
Haber Güncellenme Tarihi: 21.01.2025 15:21
Kaynak: Haber Merkezi
BURSA BAROSU: YARGININ ARAÇSALLAŞTIRILMASINI KABUL ETMİYORUZ!

20/01/2025 tarihinde CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın’ın fiili gözaltısı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki soruşturma ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, siyasi eleştirileri gerekçe gösterilerek apansız gözaltına alınması olayları demokratik bir hukuk devletinde olması kabul edilemez anayasaya aykırı uygulamalardır.

Uzunca bir süredir seçimle işbaşına gelmiş yerel yöneticilere ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına yönelik yargı gücünün araçsallaştırılarak bir baskı aracı olarak kullanılması, dün yaşanan soruşturma ve gözaltı kararlarıyla birlikte siyasal muhalefetin geneline yönelik bir müdahaleye dönüşmüştür.

“Kanunların Ruhu” eserinde Montesquieu “Eğer aynı idarenin kişilik veya yapısında, yasama erki yürütme erkiyle birleşmişse, hiçbir şekilde hürriyet yoktur. Çünkü aynı monarkın veya aynı senatonun, zalimce yürütmek için zalimce kanunlar yapmasından korkulur. Yargı erki de, yasama ve yürütme erklerinden ayrılmış değilse gene hürriyet yoktur. Eğer bu erk, yasama erkiyle birleşirse, vatandaşların hayat ve hürriyetleri üzerindeki idare, keyfe kalmış bir idare olur çünkü yargıç kanun koyucunun durumuna düşer. Şayet yargı erki, yürütme erkiyle birleşirse, yargıç korkunç bir zalim kesilir” üç erki de aynı kişi veya kurullar kullanırsa her şey mahvolur…” demektedir.

O sebeple yargı, yürütme erkinin bir aracı haline gelirse o ülkede adalet sistemi çöker. Hukuku yaratan ve uygulayan organların siyasi erkin elinde bir araca dönüşmesi, demokrasiyi ve sonuç olarak da hukuk devletini ortadan kaldırır.

Demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilere, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik bu tür müdahaleler,  hukuk devletinin olmazsa olmazı demokratik toplum düzenine hasar veren, yargının tarafsızlık ve bağımsızlığını yitirdiğini gösteren müdahaleler olup, halkımızın adalete olan inancının ve sonuç olarak hukuk yaratan kaynakların meşruiyetinin sorgulanmasına yol açar.

Bu sebeplerle yargının araçsallaştırılmak suretiyle soruşturma yetkilerinin Anayasa’ya ve hukuka aykırı şekilde kullanılarak hukuk güvenliğini tehlikeye düşüren, demokratik devlet düzenine aykırı bu anlayış ve yöntemleri kabul etmemizin mümkün olmadığını, demokratik hukuk devletine sahip çıkmaya ve her şartta savunmaya devam edeceğimizi tekrar ederiz.

Meslektaşlarımıza ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Kaynak: Haber Merkezi

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.