Dönmez, maliyetlerin düşürülmesi ve üretim süreçlerinin daha verimli hale getirilmesi için yeni nesil teknolojilere geçişin kritik öneme sahip olduğunu vurgularken, bu dönüşümün gerçekleştirilmesi için uygun finansman imkanlarına erişimin sektördeki firmalar için hayati önem taşıdığını, teknolojinin kaliteyi ve standartlaşmayı da beraberinde getireceğini belirtti.
Başkan Coşkun Dönmez, sektörde buhar kazanları ve otomatik pişirme cihazları gibi yenilikçi ekipmanların giderek daha fazla tercih edildiğini belirtti. Ancak, bu teknolojilerin yüksek maliyetli olduğunu ve birçok firmanın finansman konusunda zorlandığını dile getirdi. Dönmez, "Bu yenilikçi teknolojiler, hem kaliteyi artırıyor hem de üretim süreçlerini daha verimli hale getiriyor. Ancak, bu yatırımlar için ciddi finansman gerekiyor. Firmalarımızın bu dönüşümü gerçekleştirebilmesi için devletin uzun vadeli, faizsiz ya da düşük faizli kredi imkânlarıyla sektöre destek olması şart. Devletin tasarrufta olduğu bir süreçteyiz ancak toplum sağlığını ilgilendiren konularda tasarruf olmaz" dedi.
Başkan Dönmez, finansal desteklerin yalnızca firmaların yükünü hafifletmekle kalmayacağını, aynı zamanda Türkiye’nin endüstriyel yemek sektöründe ihracat potansiyelini artıracağını da söyledi. Bunun ülke ekonomisine önemli katkılar sunacağına vurgu yapan Başkan Dönmez, "Doğru yatırımlarla sektörümüz uluslararası arenada güçlü bir oyuncu haline gelebilir. Bu, hem yerli üreticilere hem de Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlar" diye konuştu.
Başkan Dönmez, verilecek desteklerle sektördeki firmaların global pazarlarda daha etkin bir konuma gelebileceğini de ifade etti. Öte yandan, sektördeki teknolojik dönüşümün hızlanması, hizmet verilen kuruluşlara daha kaliteli ve ekonomik çözümler sunulmasını da mümkün kılacak. BUYSAD Başkanı Dönmez, bu sürecin yalnızca firmalar için değil, ülke ekonomisi için de stratejik önem taşıdığını belirterek şunları kaydetti:
"Devlet tarafından verilecek olan teknolojik yatırımları kolaylaştıracak destekler sayesinde sektördeki firmalarımız hem iç pazarda hem de uluslararası arenada rekabet güçlerini artırabilir. Türkiye, yemek sanayisi alanında dünya çapında örnek bir model olabilir."
Sektör temsilcileri, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve teknolojik dönüşüm sürecinin hızlandırılmasının sektörde sürdürülebilir büyüme ve global rekabet için temel adımlar olduğunu vurguluyor. Bu adımların yalnızca firmaların değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacağı ifade ediliyor.